Abdullah bin Amr bin Harâm
Ebû Câbir Abdullah b. Amr b. Harâm el-Ensârî es-Selemî (ö. 3/624)
Uhud Savaşı’nda ilk şehid düşen sahâbî.
Benî Seleme kabilesinin ileri gelenlerinden olduğu için İkinci Akabe Biatı’nda Berâ b. Ma‘rûr ile birlikte kabilesini temsil etti. Bedir Savaşı’na katıldı. Uhud Savaşı başlamadan önce oğlu Câbir b. Abdullah’ı yanına çağırdı ve bu savaşın ilk şehidlerinden biri olacağını ümit ettiğini söyleyerek geride bırakacağı altı kızına bakmasını ve borçlarını ödemesini vasiyet etti. Henüz Uhud’a varmadan, münafıkların reisi olan Abdullah b. Übey b. Selûl İslâm ordusunun üçte birini teşkil eden kendi adamlarını geri çekince, Abdullah b. Harâm Hz. Peygamber’den ayrılmamalarını söylediyse de münafıklar onu dinlemediler. Bunun üzerine Abdullah onlara beddua ederek müslümanların yanına döndü. Savaş başladıktan az sonra da şehid düştü. Mekkeli kâfirler burnunu, kulaklarını ve diğer uzuvlarını kestiler. Bu savaşta yeteri kadar kefen ve kabir bulunamadığı için naaşı eniştesi Amr b. Cemûh ile aynı kabre kondu. Aradan kırk altı sene geçtikten sonra sel yatağına yakın olan kabirleri başka bir yere nakledilmek üzere açıldığı zaman, bu iki sahâbînin cesetlerinin hiçbir değişikliğe uğramadan gömüldükleri gibi durduğu görüldü (bk. el-Muvatta, “Cihâd”, bab 21, hadis nr. 49).
Uhud Savaşı’nda ilk şehid düşen sahâbî.
Benî Seleme kabilesinin ileri gelenlerinden olduğu için İkinci Akabe Biatı’nda Berâ b. Ma‘rûr ile birlikte kabilesini temsil etti. Bedir Savaşı’na katıldı. Uhud Savaşı başlamadan önce oğlu Câbir b. Abdullah’ı yanına çağırdı ve bu savaşın ilk şehidlerinden biri olacağını ümit ettiğini söyleyerek geride bırakacağı altı kızına bakmasını ve borçlarını ödemesini vasiyet etti. Henüz Uhud’a varmadan, münafıkların reisi olan Abdullah b. Übey b. Selûl İslâm ordusunun üçte birini teşkil eden kendi adamlarını geri çekince, Abdullah b. Harâm Hz. Peygamber’den ayrılmamalarını söylediyse de münafıklar onu dinlemediler. Bunun üzerine Abdullah onlara beddua ederek müslümanların yanına döndü. Savaş başladıktan az sonra da şehid düştü. Mekkeli kâfirler burnunu, kulaklarını ve diğer uzuvlarını kestiler. Bu savaşta yeteri kadar kefen ve kabir bulunamadığı için naaşı eniştesi Amr b. Cemûh ile aynı kabre kondu. Aradan kırk altı sene geçtikten sonra sel yatağına yakın olan kabirleri başka bir yere nakledilmek üzere açıldığı zaman, bu iki sahâbînin cesetlerinin hiçbir değişikliğe uğramadan gömüldükleri gibi durduğu görüldü (bk. el-Muvatta, “Cihâd”, bab 21, hadis nr. 49).
Konular
- Selçuklular
- Cahiliye Dönemi
- Peygamberler
- Ebû Bekir
- Ömer bin Hattâb
- Osman bin Affan
- Ali bin Ebu Talib
- Zübeyr bin Avvam
- Talha bin Ubeydullah
- Abdrrahman bin Avf
- Sa'd bin Ebu Vakkas
- ebu Ubeyde bin Cerrah
- Said bin Zeyd
- Abbâd bin Bişr
- Abbas bin Abdülmuttalip
- Abbas bin Mirdas
- Abbas bin Ubade
- Abdullah bin Abbas
- Abdullah bin Abdullah
- Abdullah bin Amr İbn'il-As
- Abdullah bin Amr bin Harâm
- Abdullah bin Atîk
- Bilâl-i Habeşî
- Erkam bin Ebi'l Erkam
- Ebuzer el-Gifari
- Mus'ab bin Umeyr
- Enes bin Mâlik
- Ebu Huzeyfe
- İkrime bin Ebu Cehil
- Hâlid bin Velîd