Yönetimde Hilafet
Allah Teâlâ ilk insanı yeryüzünde bir halîfe olarak yarattığı gibi2 bütün insanlara da bu hak ve sorumluluğu bahşetmiştir.3 Müfessir ve müctehidlere göre "insanın yeryüzünde halîfe olması" şu mânâya gelmektedir: Yeryüzünde Allah'ın hükümranlığını temsil etmek, kendi nefsi de dahil bulunmak üzere insanlar, diğer canlılar ve eşya üzerinde bu hükümranlık çerçevesinde tasarrufta bulunmak, emri altındakileri ilâhî irâdeye uygun olarak yönetmek..." İnsanlar fert olarak kendileri üzerinde, ayrıca aileleri ve tâbîleri üzerinde bu mânâda hilâfet vazife ve selâhiyetini -ve tabîî sorumluluğunu- îfâ ederler. Ferdi aşan, toplumu kapsayan konularda ise bu selâhiyet ve sorumluluğun -ümmeti temsil edecek olan- birisine devredilmesi gerekiyor; işte halîfe, ümmet adına bu selâhiyeti taşıyan kişi oluyor. Bu mânâda hilâfet, Allah tarafından insanlara verilmiş bir selâhiyet ve yüklenmiş bir sorumluluk olduğundan onu terketmek ve onsuz bir İslâmî yönetimden söz etmek mümkün değildir.
2.Bakara: 2/30.
3.En'âm: 6/165; A'râf: 7/69, 74; Yûnus: 9/14, 73..
Hayrettin Kahraman
Konular
- Selçuklular
- Cahiliye Dönemi
- Peygamberler
- Ebû Bekir
- Ömer bin Hattâb
- Osman bin Affan
- Ali bin Ebu Talib
- Zübeyr bin Avvam
- Talha bin Ubeydullah
- Abdrrahman bin Avf
- Sa'd bin Ebu Vakkas
- ebu Ubeyde bin Cerrah
- Said bin Zeyd
- Abbâd bin Bişr
- Abbas bin Abdülmuttalip
- Abbas bin Mirdas
- Abbas bin Ubade
- Abdullah bin Abbas
- Abdullah bin Abdullah
- Abdullah bin Amr İbn'il-As
- Abdullah bin Amr bin Harâm
- Abdullah bin Atîk
- Bilâl-i Habeşî
- Erkam bin Ebi'l Erkam
- Ebuzer el-Gifari
- Mus'ab bin Umeyr
- Enes bin Mâlik
- Ebu Huzeyfe
- İkrime bin Ebu Cehil
- Hâlid bin Velîd