Şam Merkezli Fetih Hareketleri

Tarihte Emevî Devleti’nin başkenti olan Şam, Ön Asya’nın en eski şehirlerinden birisi, aynı zamanda Halep, Amman ve Beyrut arasında yer alan önemli bir ticaret merkezidir. O dönemde Şam denilince,
günümüzdeki Suriye, Ürdün ve İsrail gibi devletlerin yer aldığı Orta Doğu bölgesi kastedilmektedir.


Hz. Ebû Bekir döneminde başlayan Şam fetihleri, Hz. Ömer’in hilafetinde Halid b. Velid, Ebû Ubeyde b.
el-Cerrah, Amr b. el-Âs ve Yezid b. Ebî Süyfan gibi komutanlar tarafından tamamlandı. H.17-19(M.638-640)
yıllarında Şam ve çevresinde görülen taun bir çok müslüman askerin yanında Dımeşk valisi Yezid b. Ebi Süfyan’ın da ölümünde neden olunca onun yerine kardeşi Muaviye vali tayin edildi. Muaviye valiliğe
getirildikten sonra her yıl Rum toprakları üzerine sefer düzenlemeye başladı. Şam valisi, Hz Ömer’in
halifeliğinin son zamanında çıktığı Rum seferinde Ammuriye'ye (Ammorion) kadar ulaştı.


Hz. Ömer’in 23(644) yılının sonlarına doğru şehid edilmesinden sonra, 24(644-45) yılı başlarında Hz.
Osman halife seçildi. Hz. Osman’ın halife olmasıyla birlikte, idarî kademede önemli değişiklikler meydana
geldi. Hz. Osman devletin en önemli mevkilerine kendi ailesi Benî Ümeyye’den bazı şahısları getirmeye
başladı. Hz. Ömer döneminde Şam valisi olan Muaviye’yi ise yetkilerini artırarak eski vazifesinde bıraktı.
Muaviye, Hz. Osman döneminde de, Rum toprakları üzerine düzenlediği seferlere devam etti. Ordular
Antakya ve Tarsus sınırlarına kadar yaklaştılar. Vali, Şam ve el-Cezireli askerleri bu bölgelerde bırakarak geri
döndü. Daha sonra, Yezid b. Hur el-Absî komutasındaki bir ordu yaz seferine gönderildi.

Yezid ordusuyla birlikte tekrar Antakya’ya kadar ulaştı.Bu seferden çok sonra, 33(653-54) yılında Muaviye bizzat kendisinin
idare ettiği askerî harekâtla Malatya önlerine kadar geldi.Rum topraklarına seferlerini daha sonra da devam
ettiren vali, halifenin emriyle fethedilen topraklara muhtelif kabilelere mensup arapları yerleştirerek sistemli bir
iskân politikası uyguladı.


Hz. Ömer’den deniz seferine çıkma müsaadesi alamamış olan Muaviye, bu defa Hz. Osman’a aynı istekle müracaatta bulundu. Halife, Hz. Ömer’in endişelerine katılarak, ona izin vermek istemedi.

Muaviye'nin Kıbrıs fethi için ısrarlı talepleri karşısında da sefere çıkarken ailesini de yanına alması ve
askerlerden sadece gönüllü olanları götürmesi şartıyla izin verdi. 28(648) yılında gerçekleştirilen Kıbrıs
seferinde sahâbeden Ebû Zerr el-Gıfârî, Ubâde b. Samit ve Ümmü Haram binti Milhan gibi seçkin şahsiyetler de
iştirak ettiler. Akka’dan hareket eden donanma, Kıbrıs sahillerine ulaştı. Müslümanlar daha sonra karayaçıkıp ada halkını mağlup ederek bolca esir ve ganimet elde ettiler. Kıbrıslılar’la yıllık yedi bin dinar
ödemeleri şartıyla anlaşma yapıldı. Ayrıca bu anlaşmayla ada halkı, Müslümanlar’a adadan geçiş izni verecek ve Bizans üzerine yapılan seferlerde kolaylık sağlayacaktı. Muaviye bu seferinden başka 34(654) yılında meydana gelen Zâtü's-Savâri Gazvesi’nde de, Şam orduları komutanı sıfatıyla katılarak Mısır valisi Abdullah b. Sa‘d ile birlikte zaferin kazanılmasında büyük pay sahibi oldu.