Hz Ebubekir'in (r.a.) Halife Seçilmesi

Vefatıyla birlikte Resul-i Ekrem'in ilk görevi sona erdi ve son peygamber olduğu için de yerine Allah tarafından bir başkası gönderilmedi. Ancak ikinci görevi devam edecekti ve bunu kimin yerine getireceğini ümmeti belirlemek zorundaydı. Bu sebeple vefatı­nın müslümanlar üzerinde bıraktığı büyük üzüntü ve şaşkınlık sürerken onun yerine devletin başına kimin geçeceği tartışması hemen başladı ve seçilen Hz. Ebu Bekir'e, Resulullah'ın bu ikinci görevini yüklenmesinden dolayı "hallfetü Resulillah" unvanı verildi; aslında bu unvan devlet başkanlığına yani emirliğe tekabül ediyordu.


Daha sonra ilk müslümanlar, önceleri "halifetü halifeti Resulillah" diye hitap ettikleri ikinci halife Hz. ömer' e "emirü'l-mü'minin" demeye başladılar ve bu unvan diğer raşid halifelerle birlikte onların arkasından gelen Emevl ve Abbas (halifelerine de verildi. Hz. Peygamber'in vefat ettiği gün Medineli Evs ve Hazrec kabilelerinin ileri gelenlerinde bazı kimseler Sakifetü Beni Saide denilen hurmalıkta toplanarak içlerinden birini devlet başkanı seçmek istediler. Çünkü Kur'an-ı Kerim'de devlet başkanının nasıl belirleneceği konusunda bir usul gösterilmemiş , ayrıca genel olarak kabul edilen görüşe göre Resul-i Ekrem de vefatından sonra devletin başına kimin geçeceği hakkında bir şey söylememişti. Medineli müslümanlar bu hususta kendilerini yetkili görüyorlardı.


Zira onlar Medine'nin yerlileriydi ve hicretten önce de bu şehirde yaşıyorlardı. Çoğunluğun u Mekkeli muhacirlerin teşkil ettiği diğer müslumanlar ise buraya sonradan gelmişler ve yanlarına sığınmış ardı. Dolayısıyla Resululah vefat edince riyasetin kendi hakları olduğunu düşünmeye başladılar ve toplantıda bu makama Sa'd b. Ubade'yi aday gösterdiler. Sa'd b. Ubade Hazrec kabilesinin reisiydi ve devlet başkanlığının ensarın elinde bulunmasını istediği için teklifi kabul etti. Yaptığı konuşmada ensarın İslamiyet'i benimsernek ve korumak suretiyle fazilet kazandığını, Kureyşliler'in Hz. Peygamber' e eziyet ettiğini anlattı. Ensardan bazı kimseler ise Sa'd 'ın riyasetini uygun bulmuyorlardı. Ayrıca onlardan bir kısmı, muhacirlerin bu duruma rıza göst ermemesinin muhtemel olduğunu söyleyerek konunun başka yönlerine de dikkat çektiler. Bu arada Kureyş'ten bir emir, ensardan bir emir seçilmesini t eklif edenler de oldu. O sırada Hz. Ömer ensarın toplandığını öğrendi ve Ebu Bekir'e durumu bildirdi; Ebu Ubeyde b. Cerrah'ı da yanlarına alarak toplantı yerine gittiler. Burada uzun bir konuşma yapan Hz. Ebu Bekir, Reslılullah'ın kabilesine mensup olan muhacirlerin ona ilk önce iman ettiklerini ve kendisine yardımda bulunduklarını, çeşitli eziyet ve işkencelere dayanıkl arını anlattıktan sonra Hz. Peygamber'in dostları ve akrabaları sıfa ıy a emirliğin onların hakkı olduğunu söyledi.



Bu arada ensarın faziletlerini dile getirip İslamiyet'e ve Reslül-i Ekrem'e yaptıkları hizmetlerin inkar edilemeyeceğini, ilk muhacirlerden sonra en şerefli kimselerin ensar olduğunu belirtti ve Hz. Ömer ile Ebu Ubeyde'den birini halife seçmelerini istedi. Ancak onlar, "AIIah'a andolsun ki sen sağken bu görevi üzerimize alamayız. Çünkü sen ilk muhacirlerin en meziyetlisi, hicret sırasında mağarada bulunan iki kişiden birisi ve namaz kıldırmakta Reslılullah'ın halifesisin; uzat elini sanabiat edeceğiz" diyerek ona doğru yürüdüler. Bu sırada ensardan Beşir b. Sa'd onlardan önce davranarak Hz. Ebu Bekir'e biat etti. Onun arkasından Sa'd b. Ubade hariç orada bulunanların hepsi, ertesi gün de Mescid-i Nebevl'de Medine'deki müslümanların büyük bir kısmı biat etti. Hz. Ali ile diğer bazı sahabiler ise daha sonra biat etmişlerdir. Böylece Hz. Ebu Bekir Medine'deki Müslümanların büyük bir çoğunluğunun biat etmesiyle halife seçildi.